AutoCAD Çizimlerim

Kojenerasyon Nedir?

 

 

Pörtlek Göz : Ava giderken ve avdan dönerken acaba eşyam kaldı mı vs.. gibi düşüncelerle boğuşur

Kesik Parmak: Bir oltası bile olmadığı için hiç sallamaz sadece deniz kenarında şarkı şiir söylemekle yetinir

Stress Man: Deniz kenarı sivrisinek olur diye en olmadık köyde arabayı durdurup kov almaya varıncaya kadar abartılı biridir onunla 1 gecelik ava 1 aylık erzak ve eşya ile gidilir

CiCiK: Aramızda bu işi en iyi bilen su ile fazla haşır neniş olduğu için  PİRİMİZ

ama köpeklerden çok korkar cüssesine yakışmıyor bu hareket

KeRmİT: Anlatamam tanımak lazım 

Neden eskisi kadar av merakım kalmadı:

O gün hava süperdi aylardan da ekim, bir hafta önce 4 kişi gittiğimiz Uzunkaya' da geceleyin arabada yatıp sabah gün ağarmadan denize girmeyi kararlaştırmıştık sabaha karşı avın iyi olacağı düşüncesiyle uykuya dalmıştım ki Gökhan'ın dede yadigarının başka arabaların sürücülerini deliye çeviren göz alıcı uzunlarını yakmasıyla uyandım(saat gece 3 falan).

Sabah 4 oldu herkes o ayaz soğukta uyanıp giysilerini giymeye koyulurken "hadi olum kalk kalk" diye uyanmaktan hiç hoşlanmadığım için beni öpücükle uyandıracak birisini bekledim......

Tabii ancak sabah 9 (av sonuna doğru) uyanabildim denize baktığımda herkes mutluydu... Kilolarca balık avlamışlardı ben hariç.... av dönüşü Adana' ya geldiğimizde eşyalarımı yıkayıp bir dahaki ava hazırlıkları yapmıştım...

Hatta biraz abartıya gidip zıpkının içini açıp içindeki yaya kadar yağlamıştım, birkaç gün sonra bu kez 2 kişiydik Gökhan ve ben ...

Av öncesi hazırlıklarda Gökhan, Gürhan' ın zıpkınını da al ne olur ne olmaz... demiştim halbuki neyse Uzunkaya' ya kadar yol güzeldi arabanın arka koltuğuna oturup Gökhan' a şoförlük yaptırırken bir yandan da geçtiğimiz köylerdeki ahaliye selam veriyordum... eğlenceliydi

Hatta kıyıya vardığımızda her zaman olduğu gibi rüzgar da yoktu hatta ve hatta avlanan başka kişiler de yoktu her şey mükemmel....

Hazırlıklarımızı yapıp suya girdik görüş mesafesi oldukça iyi...

Zıpkınımın lastiğini çektim bir terslik var mil atıyor!... Gökhan dedim Gürhan'ın zıpkınını ver benimki bozuk, tabii zıpkının içi yağlanır mı ne adamsın bozdun işte ben de getirmedim kardeşimin zıpkınını

---------                --------               --------            --------            ---------       -------

5 kişiydik

Ersin(beyincik), Mehmet(beyin), Kerem, Gökhan ve ben ( isyancı organlar)... daha önce tekneyle başka arkadaşlarımla gittiğim yarım adaya (Kokar, diğer adı dalyan) gitmeye koyulduk. deniz göründü, araba yolu diye bişi yok tabi ki hava da kararmaya başladı sular da yükselmeye, bir yola saptık iki yanımız suyun yükselmesiyle oluşan doğal kanallarla çevriliydi. git git bulamadık yolumuzu en sonunda bir yere geldik ki gitmemize olanak yok, hatta oranın yerlileriyle de karşılaştık, bize buradan sonra yolun olmadığını ve geri dönmemizi söylediler ki bir de baktık tanıdık arkadaş !!! çok memnun olduk..

Bize arabayı burada bırakmamızı gideceğimiz yerin yakın olduğunu istersek onların kürekli kayıklarından birini kullanabileceğimizi söylediler

İyi de karanlıkta yürümektense kayığa binmeyi herkes tercih ediyordu, kim binecekti kayığa...

Aramızdaki zevzeklerden ersin ve Gökhan atladılar kayığa bütün eşyalarımızı yükledik kayığa biz de çamura bata çıka yol alacaktık...

Kayığa binen ersinin kucağında sadece elimizde sınırlı sayıda bulunan gömlekli lüks ve Gökhan'ın elinde kürek çek Allah çek... en rahatımız o.....

Hatta keyif sigarası yakmak için lüks e uzanıp lüksün gömleğini düşürecek kadar rahat..... herkes gömlek düşürdükten sonra gerilmişti... akıntı da vardı en iyisi olduğumuz yerde konaklamaktı

Geceyi sazlıklardan yaptığımız çadırda geçirdik, bize ikram edilen bir hayli balığı da temizlemeden boklu kebap yaptık yedik.....

Bu olaylar sırasında da Mehmet' in herkese şunu bunu yapın demesi bizi sinir ettiği gibi Ersin' in de yaverlik yapıp Mehmet'i desteklemesi artık son noktaydı

Bunlara bir oyun yapıp yaptıklarını ödetecektik...

Ertesi sabah herkes uykusuz uyandı... tabii önceden yatan Ersin ve Mehmet olduğu için Gökhan ve ben uykusuzluktan ölüyorduk. Kerem ise her ortamda rahat......

Öğlen Yumurtalığa, eve vardık beyin bişiler yiyelim diye tutturdu, beyincik de...  biz bir şey yapma taraftarı değildik...  baktık bunlar yukarı yatak odalarına çekildiler deliksiz uyku çekerlerken biz de hain planımıza başlamıştık kalan nefis balıkları kızartıp yemek gibi.....

Yemek harikaydı en baba balıkları yemiştik ama daha da harikası beyin ve beyinciğin kalıntıları bulduğu andaki yüz ifadesiydi....

Plan muhteşemdi...